parkinnn
DUAYEN / Ercan SARIÇAM
DUAYEN / Ercan SARIÇAM

BARZO..!

3 Şubat 2020 Saat: 12:58

Muhtemelen  ‘’Bu Barzo da nereden çıktı, neyin nesidir?’’ diye düşünenleriniz olacaktır.

Ona geçmeden önce , aslında hayatın  kendisinin bir Barzo olduğunu iddia etmiş olayım.  Biraz enteresan giriş oldu ama, ne yapayım!  Zira, bir takım siyasilere Barzo yakıştırmasını yapmaya niyetlendiğimden , kalpleri fazlaca kırılmasın diye işi sağlama alıyorum.

Aşağıda açılımını yapmaya çalışacağım Barzo’nun.

Ya da  şöyle yapalım…

Son günlerde kafama fena halde takılan Barzo’luğa teşbihler yapayım, en son da aklımın erdiğince manalarını sıralamaya çalışayım. Sizde içinden neye, kime uyarlarsanız uyarın. Böylesi daha adaletli olacaktır.,

Hatta, çok değer verdiğim bir dostumla karşılıklı  Barzo’laştığımızı itiraf ederek yumuşak geçiş yapayım.

Dedim ya, ‘hayatın kendisi Barzo’dur’ diye…

Eğer yaşama at gözlüğünde bakarsak, önce bakan , sonra da o açı içindekiler  Barzo olabilir. Çünkü her insanın içinde biraz vardır bu karakterden.

Siyasilere bakalım…

Tanımlamalarım her siyasi için geçerli  değil elbette , siz  kime yakıştıracağınızı bilirsiniz.

Mesela;

Atıp tutarlar, hem de desteksiz. Somuttan uzak soyut söylemler sıralarlar. Hayalperest olanları vardır. Sallarlar. Bilgiden, eğitimden, donatıdan yoksundurlar. Kelime oyunlarıyla ikna etmeye çalışırlar  halkı. Yeterli eğitimleri   kültürel verileri yoktur, teknolojiyi bilgi amacıyla değil, ilgi maksadıyla kullanırlar. Kimi sözde okumuştur. Tahsil mahsil yapmışlardır, diplomaları sadece duvarda görsellik özelliği taşır. Bunlara eğitimli Barzo diyebiliriz. Özünde cahildirler. Barzo’nun bir anlamı da budur… Cahil.

Kaba olurlar..

Sevgiden bihaberdirler. Umumi ahali tabiriyle Kıro’durlar. Cihan-i devran görmemişlerdir. Değil  uçağa atlayıp dünya kentlerini görmeyi, yaşadıkları şehirden dışarı  adım atmamışlardır. Ahkam keserler, konuşmayı tavuk kesmek gibi görürler. Ağızlarını açtıklarında  kan revan cümleler kurar, ne dediklerini kendileri de anlamazlar. ..Cahildirler

Oy ile rey’in farklı olduğunu sanırlar.

Seçmen karşısına çıkınca ,’Yerel seçimlerde oyunuzu bana verin, genel seçimde  reyinizi istediğiniz partiye’’ talebiyle  entelektüel havası yaratmaya çalışırlar. Kelime hazineleri sıfırdır.. O nedenle doyurucu cümleler kuramazlar. Kitap okumazlar, gazeteye tersten göz atarlar. Sözde  köşe yazarlarını takip ederler,  fakat hangi yazarın hangi gazetede olduğunu bir türlü tutturamazlar. Cahildirler.

Projeden yoksundurlar.

Proje sorarsınız o size projeksiyonun optik bir gereç olduğunu anlatmaya yeltenir. Cahildirler.

Gelelim bizim anladığımız Barzo’luğa…

Barzo'nun şuan ki anlamı  her ne kadar  kıro,  öküz, görgüsüz gibi algılansa da zamanla bir takım  iyi niyetli  kişiler tarafından çarpıtılmıştır.

Aslında  Barzo kişinin tanımı şudur:

-Doğaldır, evde nasılsa dışarıda da toplumu rahatsız etmeyecek derecede öyledir.

-Çok kasıntı bir ortam yoksa küfrü ağzından düşürmez.

-Güzel kalça, göğüs gördüğünde döner bakar, bakmamış gibi davranmaz.

-Kadına kıza laf atmaz. Çünkü kendininkine atıldı mı adamın  ciğerini söker.

-Hiç beklenilmediği anda kadınına on şairin bir araya gelse söyleyemeyeceği şeyler söyleyebilir.

-Genel kültürü üst düzeydedir, kitap okur, sanatla muhakkak ilgilenir.

-En az 3 lisanda küfür edebilir.

-Bilmediği  yok gibidir.  Çünkü bilmediği bir  konu bile konuşulsa , asla bilgisizliğini çaktırmaz.

-Klavye delikanlılığını sevmez, adresini verir. Adres verilirse yakın olmadığı takdirde gitmeye üşenir. Tembeldir biraz.

-Giyim konusunda çok zevklidir. Her markayı en az bir  stilist  kadar iyi bilir,  ama üşengeçliğinden gidip üstüne başına bir şey almaz.

-Müziksiz yapamaz. Özellikle araçta radyosuz seyahat düşünemez.

-Araba kullanmaya bayılır, arabasına bakmaz.

-Sevgilisine çok pis küfür edebilir ve bu, ona deli gibi aşık olduğunu gösterir.

Bir de kadın Barzo’lar vardır…

-Aşık olup olmadıkları pek anlaşılmaz.

-Küfürbazlıkları ağır basar. Harbidirler. Sözlerini esirgemezler.

-Ukalalıkları vardır, ama eğiticidirler. Duygusaldırlar.

-Yalnızlığı severler. Kolay kolay hayatlarına bir erkeği ortak etmezler. Feminist değildirler, erkeklere de güvenmezler.  Ancak gönül verdiği erkeğe ölümüne sevdalanırlar.

-Cimridirler. Egoistlerdir.

-Her şeye rağmen sadıktırlar.

-Arada bir yalan söylerler. Yıkıcı değil yapıcıdır küçük yalanları.

-Şımartılmayı  severler. Bir buket çiçekten  bile mutlu olabilirler.

-Disiplinli ve otoriterdirler. Eğitimli ve kültürlüdürler. Çok gezerler, çok bilirler.

-İnsancıldırlar. Değer verdiği insanın darlığında varlığını ortya koyabilir, borç para da verebilirler.

-Zaman zaman mal gibi davranırlar. Uyuzlukları ve cinslikleri de vardır.

-Aşık olunacak,  sevilecek ve tapılacak kadındırlar.

Şekilde görüldüğü gibi  Kızılay'la pek alakası yok bu yazının.. Biraz değişiklik olsun istedim. Öküzün altında buzağı aramaya gerek yok yani..

Bizimkisi biraz Barzo’luk, hepsi bu.

 

 

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Gölge Gazetesi, Kocaeli Haber, Gebze Haber, Darıca Haber, Dilovası Haber, Çayırova Haber, Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

31 Mart30 Mart 2024 Saat: 15:13
Tüm Yazıları
Yukarı ↑