KEREM İLE ASLI

Kavuşamayan aşıklar tarih sayfalarının en magazinel konularını oluştururlar. Bu tür aşklı, meşkli şeylere ne kadar meraklı olduğumuz, bir bölümünü bile kaçırmamak için bin bir fedakârlık yapmamızdan, reklamlarda dahi kanalı çevirmediğimiz dizilerden belli olmuyor mu?
Gelelim konumuz olan Kerem ile Aslı’nın aşk macerasına:
Aşk adamımız Kerem fena bir adam değildi. Tamam, boyu biraz kısa, konuşması peltek, saçları biraz seyrek, hafif kilolu bir gençti. Ama olsun hangimizde yok ki böyle ufak tefek eksiklikler. Kerem’in amacı hayatının kadınıyla karşılaşmaktı. Onun için gitmediği, uğramadığı yatır-türbe, okumadığı dua, adamadığı adak kalmadı. Ağaçların dallarında mendiller bağladı, hacı hoca takipçisi oldu. Ve sonunda istediği oldu. Hayatının aşkı olan Aslı’ya ilk görüşte aşık oldu. Aslı; Selvi boylu, sırma saçlı, kiraz dudaklı, kalem kaşlı, okka burunlu, ok kirpikli, inci dişli, ahu gözlü bir kızdı. Birbirlerini beğendiler gezdiler-tozdular. Her türlü ortamlara aktılar.
Kerem, babasına derdini anlatmak için yanına gider; “Baba derdimi dille anlatamam, telde söylemek isterim” der, babası da kabul eder. Ancak babası nerden bilsin elektrogitarla derdini anlatacağını, gürültüye fazla dayanamaz kabul eder. Erkek tarafı kızın evine giderler. Kahveler içildikten sonra Kerem hakkında övgü dolu cümleler de kurulduktan sonra sıra kız istemeye gelir. Kerem’in babası, “Efendim çocuklar birbirlerine görmüş, beğenmişler. E bize de” adam lafını bitirmeden kızın babası bağırmaya başlar, “Adama bak ya! Çocuklar birbirlerini görmüş beğenmişler ne demek! Onlar gezmiş tozmuş mu yani? Sen benim kızımın fingirdediğini mi ima ediyorsun! Defolun evimden!” diye bağırır ve erkek tarafını evden kovar.
Kerem arada sırada Aslı’ya mektuplar yazar. Ancak o kadar çok mektup yazar ki; zarf yerine bavula koyarak yollar. Sosyal medyada ki tüm paylaşımlarını beğenir. Habire görüntülü görüşmek ister, Aslı’yı bıktırır canından.
Aslı’nın babası kızı hakkında söylenenleri aile şerefine yakıştıramaz, kızını oradan uzaklaştırır. Başka diyarlara giderler. Yüreği aşk ateşiyle yanan aşk adamımız Kerem aşkından diskolara, barlara düşer. Ailesi iyileşmesi için dua etmesini rica eder. Ancak aşk adamımız Kerem kendisine her gün beddua eder. Daha fazla dayanamaz kendisine kelepir fiyata dağ evi bulur ve dağa taşınır.
Öbür taraftan Aslı’da onun aşkıyla yanıp tutuşur. Buna rağmen ailesi onu zengin bir adamla bir milyonerle evlendirmek ister ve söz kesilir. Aslı sözlüsünü sürekli her gün sözlüye kaldırıp onu kendisinden soğutmaya çalışır. Ona en sonunda “Benimle evlenirsen ikimizi kiralık peri öldürecek” der ve adamı bu efsaneye inandırır. Adam fazla dayanamaz bu olayı ciddiye alır ve korkudan hayatını kaybeder. Aslı’nın ailesi o kadar aramalarına rağmen hayatı bulamazlar.
Böylece serbest kalan aşk kızımız Aslı, Kerem’in aşkından dağa çıktığını öğrenir. Onu uzun süren aramalar sonucu bulur, fakat Kerem’i bir kadınla yakalar. Kadın Tarzan’ın sevgilisi Ceyn’den başkası değildir. Aslı, üzgün bir şekilde geri döner. Kerem’i düşünerek hastalanır ve gün geçtikçe sararır, kızarır, morarır ve bilumum renkleri geçirdikten sonra hayatını kaybeder.
Bu acı haberi duyan Kerem, Aslı’nın mezarına koşar. Mezarı başındayken gözüne toz kaçar ve o nedenle gözünden yaşlar akmaya başlar. Rüzgârın artmasıyla her yer toz-duman olur. Aşk adamımız Kerem orada yatan mevtaların dirildiğini zannederek korkudan oracıkta hayatını kaybeder.