Türkiye’deki Tip 1 diyabetli çocukların yaşadığı sağlık, eğitim ve sosyal eşitsizliklere dikkat çekti.


14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle önemli açıklamalarda bulunan CHP Kocaeli Milletvekili ve
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Mühip Kanko, Diyabetli Çocuklar Vakfı tarafından hazırlanan
“Diyabetli Çocukların Durumu 2025” raporu üzerinden önemli değerlendirmelerde bulunmuştur.
Diyabetli çocuklar ve aileleri için acil eylem planı çağrısında bulunan Kanko, raporda yer alan verilerin
Türkiye’deki tabloyu net biçimde ortaya koyduğunu belirterek:
“Ülkemizde yaklaşık 30.000 diyabetli çocuk var. Bu çocukların büyük bölümü, doğru eğitim ve erişilebilir
tedaviyle sağlıklı bir yaşam sürebilir. Ancak tanı gecikiyor, eğitim eksik, teknolojiye erişim çok sınırlı. Bu
tablo kabul edilemez.” dedi.
“Hba1c Değerleri Hedeflerin Çok Üzerinde. Bu Durum Çocukların Geleceğini Tehdit Ediyor.”
Türkiye’de çocuklardaki ortalama HbA1c değerinin %8,4 olduğuna dikkat çeken Kanko:
“Uluslararası hedef %6,5–7 aralığıdır. Yüksek HbA1c, çocukların gelecekte göz, böbrek ve sinir hasarı
riskiyle karşı karşıya olduğunu gösterir. Bu, ülke olarak üstesinden gelmemiz gereken ciddi bir halk sağlığı
sorunudur.”
Sistem Çocukları Yalnız Bırakıyor: Ekip Eksikliği, Randevu Süreleri, Teknolojiye Erişim Engelleri
Var
Raporun bulgularına dikkat çeken Kanko, öne çıkan sorunları şöyle sıraladı:
Diyabetli çocukların %10’undan azı hedef aralığında.
Çocuk diyabet ekiplerinde diyetisyen eksikliği kritik düzeyde.
Poliklinik randevuları 10–15 dakikaya sıkışmış durumda.
Okullarda diyabet farkındalığı son derece yetersiz.
Sensör ve insülin pompalarının maliyetleri aileleri çaresiz bırakıyor.
“Bu rapor, sistemin çocuğu ailelerin üzerine bıraktığını gösteriyor. Bu kabul edilemez bir durumdur.”
dedi.
“Diyabet Teknolojileri Lüks Değil, Hayati Öneme Haizdir”
Kanko: “Sürekli glikoz ölçüm sensörleri ve otomatik insülin pompaları, diyabetli çocuklar için hayat
kurtarıcıdır. Geceleri hipoglisemi riskini azaltır, okulda güvenliği artırır, organ hasarını önler. Teknolojiye
erişim bir lütuf değil, bir haktır.”
SGK’ya Çağrı: “Pompa Ve Sensörler Avrupa Standartlarında Tam Olarak Karşılanmalıdır”
CHP’li Kanko, mevcut SGK desteklerinin yetersiz olduğunu vurgulayarak:
“Aileler bir pompa seti almak için maaşlarının yarısından fazlasını harcıyor. Avrupa ülkelerinde ücretsiz
olan bu sistemlere Türkiye’de erişim neredeyse imkânsız. SGK, sensör ve pompaları tam olarak
karşılamalıdır.”
Okullarda “Diyabet Hemşiresi” Zorunluluğu Önerisi
Kanko: “Çocukların gününün büyük kısmı okulda geçiyor. Öğretmen ve idareciler bilinçsiz, diyabet
yönetimi eksik. Her okulda diyabet farkındalığı zorunlu hale getirilmeli, büyük okullarda mutlaka ‘Diyabet
Hemşiresi’ bulunmalıdır.”
Ulusal Eylem Planı Çağrısı
Kanko, Diyabetli Çocuklar Vakfı’nın raporunu referans alarak Sağlık Bakanlığı’na şu çağrıda bulundu:
1. 5 Yıllık Çocukluk Çağı Diyabet Bakım Programı hazırlanmalı.
2. Ulusal diyabet kayıt sistemi kurulmalı.
3. Tüm merkezlerde diyetisyen, hemşire ve psikolog zorunlu hale getirilmeli.
4. Diyabet teknolojileri ücretsiz sağlanmalı.
5. Diyabet kampları devlet desteğiyle yaygınlaştırılmalı.
6. Okullarda diyabet eğitimi ve farkındalık programı müfredata girmeli.
Kanko, sözlerini şöyle tamamladı:
“Diyabetli çocuklarımız her gün onlarca zorluğa rağmen mücadele ediyor. Bizim görevimiz bu mücadelede
onların yanında olmaktır. Diyabet bir kader değildir; devlet doğru politikayı uyguladığında bu çocukların
yaşamını değiştirmek mümkündür.
Türkiye’de hiçbir çocuk diyabetle mücadelede yalnız bırakılmamalıdır.” İfadelerini kullandı.