Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Günümüzde ilişkiler hızla başlayıp, bir o kadar hızlı şekilde bitebiliyor. Fakat bazı bitişler diğerlerinden daha farklı ve sarsıcı.Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz bir kavram var: Ghosting...Yani bir kişinin, hiçbir açıklama yapmadan iletişimi kesip adeta hayatınızdan yok olması.
Bu durum sadece bir ilişkinin bitmesi değil; çoğu zaman bir kişinin iç dünyasında belirsizlik, değersizlik ve hatta travmaya kadar uzanan duyguları barındırıyor. Ne olduğunu anlayamadan, cevapsız sorularla baş başa kalmak insan psikolojisi üzerinde sanıldığından çok daha fazla etki yaratabiliyor.
Araştırmalara göre, ghosting’e uğrayan bireylerin büyük bir kısmı, benlik saygısında düşüş, yoğun kaygı ve özgüven problemleri yaşıyor. Özellikle genç yaş grubunda bu tür terk edilme biçimleri, ilişkilere karşı güvensizlik ve bağlanma korkusu gibi kalıcı etkiler bırakabiliyor. Bu durum, sadece bireyleri değil; genel olarak sağlıklı ilişki kurma biçimlerini de zedeliyor. Yani ghosting, tek bir kişinin hikâyesi olmaktan çıkıp, toplumsal bir ilişki sorunu haline dönüşüyor.
Ghosting yapan kişi çoğu zaman yüzleşmekten kaçan, duygularını ifade etmekte zorlanan biri oluyor. Açıklama yapmamak, bir tartışmaya girmemek ya da “kırmak istememek” bahanesiyle sessizliği seçiyor. Oysa bu sessizlik, geride kalan kişi için çok daha yıpratıcı. “Ben ne yaptım?”, “Neden böyle oldu?” gibi düşünceler zihin yorgunluğuna dönüşüyor. Bir de işin dijital boyutu var. Artık birini engellemek, mesajlara dönmemek ya da “görüldü”de bırakmak birkaç saniyelik bir hareket. Ama o saniyelik kararlar, karşı tarafta günlerce hatta aylarca sürecek etkiler bırakabiliyor. Herkes bir anda ulaşılabilir olduğu için, bir anda kaybolmak da normalleşmiş gibi görünüyor. Oysa bu normal değil, psikolojik yaralar açan bir durum.
Ghosting’e uğramış biriyseniz, bilmeniz gereken ilk şeyin yaşanan bu durumun sizin yetersizliğiniz olmadığıdır. Bu durum, karşınızdaki kişinin ilişki sorumluluğundan kaçınmasının bir sonucudur. Kendinize iyi gelmek için düşüncelerinizi ve duygularınızı açığa çıkarabilirsiniz. Karşı taraf konuşmasa da siz kendi hikâyenizi tamamlayabilirsiniz. Gerekirse bir mektup veya bir mesaj yazarak her şeyi anlatabilirsiniz, göndermenize gerek yok ama içinizde kalanları dışa vurmak iyileştirici olacaktır. Bu tür bir terk edilme hafife alınacak bir şey değil. Konuşmak, hissettiklerinizi ifade etmek önemli bir adım.
Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçy