Dünyanın gidilmesi en zor yerleri
Güney Atlas Okyanusunda yer alan ve Napolyon'un sürgünde öldüğü İngiliz sömürgesi olarak bilinen St. Helena Adası'
Waterloo hezimetinden sonra İngilizlerce St. Helena Adasına 1815'te sürgüne gönderilen Fransa İmparatoru Napolyon 5 Mayıs 1821'te burada son nefesini vermişti.
Anakara Afrika'ya 2.000 kilometre mesafede bulunan St. Helena adasına sadece deniş yoluyla ulaşılabiliyordu.
Adada sadece, 300 kişiyle beraber, 300 sığır ve 500 koyun yaşıyor. Ulaşım ise tam bir sorun.
Burada Havaalanı yok; bu yüzden ihtiyaçlarını karşılamak için, yılda sadece 8 kez Güney Amerika'dan gelecek olan gemiyi beklemek durumundalar.
Adada yaşamanız için size bir iş imkanı sunuluyor. Yapacağınız iş; hayvanlara bakmak; bağcılık, seracılık gibi tarım işleri. Çünkü adada bugüne kadar sadece patates yetiştirilmiş; şimdiyse farklı sebze ve meyveler yetiştirmek istiyorlarmış.
İlk bakışta bu şehre yerleşmek delilik gibi geliyor, ama 1915'de geniş opal rezervleri keşfedilmesiyle az da olsa mantıklı olmaya başlıyor.
Hem ekonomik hem de kültürel manada mirası olan 2 bin nüfuslu Coober Pedy kasabasının yarısından fazlası yer altında yaşıyor.
Kesilip parlatılabilen, süs ve ziynet eşyası yapımında kullanılan opal ışık aldığında bunu gökkuşağı gibi farklı renklerde parıldayarak dışarı verdiğinden aranan ve değerli bir maden sınıfında yer alıyor.
Paskalya Adası
Şili kıyılarından 6 bin 500 km mesafede bulunan Paskalya Adası, nam-ı diğer Rapa Nui, uçsuz bucaksız Pasifik Okyanusu'nun en ıssız yerlerinden biri. Yaklaşık 180 kilometre kare büyüklüğündeki adada günümüzde sadece 4 bin kişi yaşıyor.
1722 yılında Holladalı kaşif Jacob Roggeveen tarafından bulunan Paskalya Adasının, çeşitli yerlerinde, bin 500 yıl önce yerli halk tarafından dev kayalardan oyulduğu düşünülen 887 tane heykel bulunuyor. Motai adındaki bu heykellerin nasıl yapıldıkları halen tam olarak anlaşılamadı.
McMurda İstasyonu, Antarktika
Dünyanın en dibindeki yaşam noktası neresi derseniz, cevabımız Antarktika'daki McMurda İstasyonu. Dünyanın yaşam olanakları en kısıtlı yerindeki tek canlı varlıkları, bölgede çalışmalar yapan araştırmacılar oluşturuyor. Gerçek anlamda sürekli donuk halde bulunan istasyon, kıtanın kuzey ucundaki Ross Adası'nda bulunuyor.
Medeniyetten binlerce kilometre uzaklıkta bulunan adadan teknelerle en yakın yaşam yerine gitmek aylar sürüyor. Neyse ki istasyonda bulunan üç iniş pisti araştırmacıların dünyadan kopmamalarını sağlıyor.
Cape York Yarımadası, Avustralya
Dünyanın en ıssız bölgelerine sahip olan Avustralya kıtasında bulunan Cape York yarımadası, kıtanın kuzeyindeki en el değmemiş doğaya sahip olan yer konumunda. Aborjin kabilelerinden oluşan 18 bin kişilik nüfusa sahip olan yarım ada, dünyanın medeniyetten en uzak yerlerinden biri kabul ediliyor.
Yarımada'da yaşayan kabileleri ziyaret etmek için günler, hatta haftalar süren bir yolculuk yapmanız ve tonlarca su depolamanız gerekiyor.
Ittoqqortoormiit, Grönland
Yaklaşık iki milyon 200 bin metrekarelik yüzölçümüyle dünyanın en büyük adası olmasına rağmen Grönland'da sadece 57 bin insan yaşıyor. Adanın en ıssız ve bilinmeyen kasabası ise, İzlanda'ın kuzeyinde kalan, adanın doğu ucundaki balıkçılık ve avcılıkla geçinilen Ittoqqortoormiit.