Bazen bir sabah, bir kahvaltıyla değil, bir şehrin nabzıyla da başlar. İşte bu sabah öyle bir sabahtı… Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, biz Gölge Medya gazetecilerini kahvaltıya davet ettiğinde, doğrusu aklımda klasik bir basın toplantısı gibi geçeceğini düşündüm. Birkaç resmi cümle, kameralara pozlar, sonra dağılırız…
Ama yanıldım.
Hem de ne güzel bir yanılgı!
Başkan Bıyık, kapıda tokalaşırken yüzündeki gülümseme “Hoş geldiniz” den çok daha fazlasını söylüyordu. Burası bir toplantı değil, adeta dost meclisiydi. Ne resmi protokol vardı ne de mikrofonların arkasına saklanmış yüzler… Sadece samimiyet, içten bir selam ve çayın kokusuna karışmış sohbet…
Başkan Bıyık, sanki belediye başkanı değil de yıllardır tanıdığımız bir dostmuş gibi masaya oturdu. Masada sırasıyla projeler, seçimler ya da bütçeler konuşulmadı. Darıca konuşuldu… Bizim mahallemiz, sokaklarımız, çocuk parklarının eksikleri, vatandaşın sevinci ve şikâyetleri konuşuldu. Darıca’da ikamet ettiğim içinde çok şanslı olduğumu hissettim.
Bir ara laf siyasetten uzaklaşıp çocukluk anılarına kaydı. Bir başka anda oturduğu mahallesinde yaşanan bir anıya… Kahkahalar yükseldi, bazen ciddi bir sessizlik çöktü. O kadar doğal, o kadar kendiliğinden bir akış vardı ki, kendimi belediye başkanıyla değil, yıllardır görüşmediğim bir abimle sohbet eder gibi hissettim.
Darıca’nın geleceğine dair umut verici sözler de duyduk elbette. Ama bunlar bir vaat gibi değil, dostane bir paylaşım gibiydi. “Şunu da birlikte başarabiliriz” tonunda, samimiyetle söylendi. Kendisine 14. Kitabım olan “Kerizi Fırsata Çevirmek” isimli kitabımı hediye ettim. Kitabımın ismini güler yüzle karşıladı.
Kahvaltı bittiğinde, masada boş tabaklardan çok, içimizde güzel duygular kaldı. Gazeteci olarak gittiğim o davetten, bir vatandaş olarak döndüm. Çünkü gördüm ki, bir şehir sadece taşla, betonla değil; samimi sohbetlerle, gönülden paylaşımlarla büyür.
Teşekkürler Başkan Bıyık…
Bir kahvaltı sofrasında, Darıca’nın ruhunu ve geleceğe dair umudunu yeniden hissettirdiğiniz için.